1- Geçmişe yön vermiş, geleceği parlak bir medeniyetin mensupları olarak insana değer veren, saygının, adaletin, kul hakkının önemsendiği bir eğitim sistemine ihtiyaç vardır.

2-Trafik konusunda eğitimler artırılmalı. Okullardaki trafik ve ilk yardım dersleri amacına uygun yeniden yapılandırılmalıdır. Gerekirse dersler Emniyet mensubu eğitimciler tarafından verilmelidir.

3- Alkollü, ehliyetsiz araç kullanmanın cezası yüksek para ve artı hapis cezası olmalıdır. Bütün kötülüklerin anası ve trafik kazalarının da önemli bir gerekçesi olan; toplumu rahatsız edici alkol kullanmaya ve özellikle alkollü araç kullanmaya karşı en sert tedbirler alınmalıdır. Hatta çok daha aşağılayıcı caydırıcı cezalar olmalıdır. Zira insanın sinir sistemini yok, kontrolünü kaybettiren alkolü alıp araç kullanmak taammüden cinayettir.

4- Kırmızı ışıkta geçmenin cezası çok yüksek olmalıdır. Caydırıcılık için (Avrupa’da benzerlerini bildiğimiz) hastanede göz muayenesi, psikiyatride normallik raporu isteme dâhil bu davranıştan insanları kesin uzaklaştıracak yaptırımlar uygulanmalıdır.

5- Yaya önceliği, yayaya saygı konusunda toplumsal bir uzlaşma oluşturulmalıdır. Kaldırımlarda, kaldırım olmayan yerlerde kavşağa yakın yerlerde geçiş üstünlüğünün (geçiş üstünlüğü olan araçlar hariç) yayaya ait olması bir medeniyet ölçüsüdür. Eğitim, uyarılar ve cezai müeyyideler süreci işletilmelidir.

6- Trafikte makas atmak, araç ile kapalı alan gösterilerini trafikte yapmak, drift atmak, düğünde, asker uğurlama vb. amaçlarla yol kesmek, magandalık yapmak; trafiği, başkalarını tehlikeye atacak her tür tehlikeli sürüşün cezası hem para hem başka yaptırımlar ile ağırlaştırılmalıdır. Masum vatandaşların can ve mal güvenliklerini tehlikeye atanların bu hatalı davranışlarına cesaretleri dahi olmamalıdır. Bu arada bunların geçiştirilmesi, uyarılması veya başka şekilde es geçiştirilmesine sebep olan emniyet mensuplarının hakkında da gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.

7-  Emniyet şeridi ihlal cezası herkese, her yerde, hiç af olmayacak şekilde uygulanmalıdır.

8- Ambulansa yol verme eğitimi ehliyet alımının bir parçası olmalı, kamu spotları ile ambulansa yol verme eğitimi tüm halka yeniden ve bir program çerçevesinde verilmeli. Ambulans, itfaiyeye ve görev başındaki emniyet araçlarına (görev sırasında iken) öncelik verme anlayış tartışmasız oturtulmalıdır. Ambulanslarla cebelleşenler pişman olacakları kadar cezalandırılmalı, hatta halka "halk düşmanı, vicdansız" olarak lanse edilmelidir.

9- Ancaaaaaak, Hız sınırları ve cezalar hususunda;

Paylaşımdaki fotoğraftaki karayoluna bir bakınız. Standartları ne kadar yüksek, değil mi? Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu yolda, en donanımlı araçlar, otomobiller 70 le gitmeli, kamyonlar en çok 60 la gitmek zorunda. Bu yolların standartlarını artırmak için (beton mu, köprü mü yiyeceğiz diyenler dolayısı ile) nerede ise seçimler kaybediliyordu. O zaman bu standartlardaki yolları niçin yaptık! Yaptık, çok güzel, ancak bu düşük ve anlamsız hız limitleri ile kullanamıyorsak ortada bir mesele olsa gerek. Eski yollarda da aynı hız limitleri vardı. En azından yavaş gitme gereğinin bir anlamı vardı.  

Yol güzergâhındaki bir dağ yamacında iki ev var ise burası meskûn mahal kabul ediliyor. 500 metre aralıklarla meskûn mahaller düşünün. Birkaç metre arayla hızı 110 dan 50 ye düşürmek nasıl olacak! Biraz hızlan, sonra yavaşla. Sonra hızlan, sonra tekrar yavaşla şeklinde yolculuk olur mu? Bu yollarda insanın sinirlerinin bozulması gayet normal. Hızı sevmem, hız limitlerine uymaya gayret ederim. Osmancıkta birkaç km aşım ile (60) ceza dışında hiç trafik cezam yoktur. Ancak benim de sinirlerimin bozulduğu çok zaman olmuştur. Bu şekilde hem araçlar yıpranıyor, hem yakıt tüketimi artıyor, hem zaman kaybı yaşanıyor hem de stresli bir yolculuk yaşanıyor.

Trafik hız sınırlandırmaları yeniden baştan sona gözden geçirilmelidir. Meskûn mahallerde gerekirse yollar bariyerler ile daha emniyetle hale getirilmelidir. Gereken yerde üst veya alt geçit ile yollarda güvenlik standartları artırılmalıdır. Aksi halde o güzel yollar bizi birbirimize bağlamayacak, yapanlar ile kullanamayanların arasındaki bağı çözecektir.

Bir de şu açıdan bakalım; Bölünmüş yollarda hız sınırı 90 iken 140-150 ile gitme arzusu hız sınırı 110+10 a getirilince (yani kabul edilebilir sınıra getirilince) artık hız sınırını aşma arzusu azaldı, kurallara uyma oranı arttı. Bunun nedeni mantıklı bir hız sınırının insanlar tarafından kabul edilir, uygulanır olmasıdır.

Sonuç olarak yolların standartları yüksek, ancak hız sınırları düşük kalmıştır. Özellikle şehirlerarası yollardaki limitleri, aralarında sürüş eğitmeni, psikolog gibi uzmanların da olduğu bir bilirkişi ekip ile yeniden değerlendirmelidir. Hız limitleri, meskûn mahal kavramı, sürücü psikolojisi, tabii ki çevre ve trafik güvenliği merkeze alınmak kaydıyla yeniden belirlenmelidir.

Burada asla var olan kurallara uymayanlara yazılan cezaları eleştirmiyorum. Şu an bu kurallara uymalıyız. Haklı gerekçeler ile medeni ölçüde bir araç kullanıcısı olarak, bir vatandaş olarak fikirlerimizi beyan ediyoruz. Halk arasındaki bu tepkilerin haklılığına kulak verilmesi gerektiğini belirtmeye çalışıyoruz. Aksi takdirde iş, büyük yanlışlar yapılan emekli maaşına emeklilerin sandıkta verdikleri tepkiye doğru gidiliyor...

Ders, zamanında alınırsa ders olur. Yoksa “Geçti Bor'un pazarı …” deyiminin gerçekleşmesinden endişe ederiz.

Kazasız, cezasız sürüşler diliyorum.

Sebahattin Kazaz  / Eğitim Yöneticisi