Neden mi eğitim de başarılı olmamız zor? 21 Eylül 2025, 09:05

Değerli dostlar her ne kadar kendi kendimize dertlendiğimizi düşünsem de öncelikle eğitim gibi önemli bir konuyu gerekirse yediden yetmişse herkesin dert etmesini ve artık herkesin kendine bir çeki düzen vermesi gerektiğini düşlüyorum.
Çünkü artık tarif ve açıklamaya ihtiyaç duymaksızın hepimizin net biçimde gördüğü bir gerçek var: Eğitimsiz toplumlar hızla çöküşe sürükleniyor.
Peki sorun bu kadar açıkken çözüm de olmamalı mı?
Kesinlikle evet. Zaten öğretmenlerin en iyi bildiği şeylerden biri de şudur: Soruyu anlamak, çözmenin yarısıdır. Geri kalan kısmı ise bildiklerinizi uygulamaktır.
Konumuza gelecek olursak; madem sorunumuz belli, madem bu gidişle eğitimde başarılı olamayacağız, o halde çözüme gerekirse topyekûn odaklanmak zorundayız.
Örneğin çözümün en büyük, hatta belki de tek faktörü öğretmendir. Peki, öğretmen eksiğimiz mi var?
Kesinlikle hayır! Aziz Sancarların ve onun gibi nice değerlerin yetiştiği yıllarda sınıflar 50–60 kişilikti. Hatta bir tek öğretmen, koca okulun tüm yaş gruplarına aynı sınıfta ders verirken bile başarı sağlanabiliyordu. Ne sınıflar moderndi ne de öğrenciler eşit kapasitede ve az sayıdaydı. Üstelik özellikle köy okullarında hademenin, öğretmenin ve müdürün görevini çoğu zaman tek bir kişi, yani öğretmen üstlenirdi.
Peki o zor günlerin yetiştirdiği bilim insanlarımız ve nice değerlerimize rağmen, bugünlerde neden her şeyin kalitesi düşüyor? Öyle ya, “Akıllı tahtalarımız var” diyoruz. “Bunlarla donanımlı öğretmenlerimiz var” diyoruz. “Sınıflarımız 24 kişilik” diyoruz. Üstelik aynı sınıfta dört farklı yaş grubu da yok.
O halde neden?
İşte on önemli nedene şimdi geliyorum…
Biz en büyük yanlışı öğretmen seçerken yapıyoruz. Sadece puanı yettiği için öğretmenlik seçenlerin oranı, gerçekten öğretmen olmak isteyenlerin oranından çok daha yüksek. Hani eski Türk filmlerinde de konu olurdu: Kahvehanelere amele bulmaya geldiklerinde, sorarlardı işçi adaylarına “Ne iş yaparsın?” diye.
Cevapların birçoğu şöyle olurdu: “Ne iş olursa yaparım abi…”
Bugünün dünyasında amelelerin bile artık branşlaştığını, sadece belli işleri yaptığını görmek sevindirici. Ama maalesef hâlâ öğretmen adaylarının, sadece puanı yettiği için heyecanı, huzuru, öğretme aşkını, sabrı ve en önemlisi sevgiyi düşünmeden öğretmen olup sınıfları doldurması, eğitime onarılması güç yaralar açıyor.
Ne yapıp edip mutlaka ama mutlaka öğretmen adaylarını daha dikkatli seçmeliyiz. Belki bu eğitimi ilkokuldan itibaren başlatmalıyız. Gerekirse sayı az olsun, gerekirse yine sınıflar 60 kişilik olsun, hatta gerekirse kara tahtaya geri dönelim. Ancak öğretmen, gerçek manada görevini yapmak isterse emin olun; sadece matematik başarısı değil, toplumsal başarı ve huzur da fazlasıyla geri dönecektir.
Beyne ve göze verdiği zararı bile bile öğrencileri akıllı tahtalara ve internete yönlendirmekten de ancak dikkati üzerine toplayacak idealist öğretmenler bizi kurtarabilir.
“İyi de hocam, öğretmenlerin yaşam şartları da ortada; belki bu sebeple öğretmenlik adayların en son tercihi ya da mecburi puan tercihi oluyor” diyenleri de duyuyoruz. Bu konu farklı bir muamma. Ancak kısaca şunu söyleyebilirim: İşini iyi yapan herkes gibi, öğretmenlerimiz de layıkıyla bu işi yaptığında görüyoruz ki birçoğu bugün de istedikleri standartlara ulaşabiliyor.
Ve emin olun; öğretmenliği iş olarak değil, bir yaşam biçimi olarak seçmiş insanlar için bu tür şikâyetler çoğu zaman en son sıralarda bile yer almıyor.
Sevgi ve saygılarımla.
RIDVAN AKLAN - EĞİTİM YÖNETİCİSİ & YAZAR
DIĞER HABERLER
-
Okula Merhaba: Uyum ve Güven Yolculuğu
22 Eylül 2025, 09:23 -
Neden mi eğitim de başarılı olmamız zor?
21 Eylül 2025, 09:05 -
Eğitimde Araç-Amaç Olayı
20 Eylül 2025, 06:34 -
Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde 05.09.2025 Tarihinde Yapılan Değişikliğin Kurumlar Açısından Değerlendirilmesi
19 Eylül 2025, 18:53 -
Sağır Kurbağa
19 Eylül 2025, 06:50 -
Gittiler
19 Eylül 2025, 06:28 -
Diyanet İşleri Başkanlığında Görev Değişimi
17 Eylül 2025, 22:46 -
Okul Müdürlüğünün Önemi
17 Eylül 2025, 22:22 -
ÖZKURBİR - Sosyal Medyada Yeni Açılımlar
17 Eylül 2025, 17:15 -
TEKNOFEST 2025 İstanbul’da Başladı: Teknoloji, Gösteri ve Gençlik Şöleni
17 Eylül 2025, 15:44