LGS ve YKS tercih dönemleri, öğrencilerin hayatlarında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu süreçte yapılacak tercihler, yalnızca bir okul ya da bölüm seçimi değil, aynı zamanda öğrencinin gelecekteki meslek hayatına dair temel bir adımı da oluşturur.

LGS Tercihinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

LGS tercihlerinde en önemli etkenlerden biri, öğrencinin dört yıl sonra gireceği üniversite sınavına nasıl hazırlandığıdır. Seçilecek lise, öğrencinin üniversite hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynar. Her ne kadar günümüzde alan ve katsayı sınırlamaları olmasa da, lisede alınacak dersler ve kazanılacak akademik birikim, öğrenciyi üniversite sınavında rakiplerine karşı bir adım öne taşıyacaktır.

Bu yıl yaklaşık 190 bin öğrenci sınavla öğrenci alan liselere yerleşecektir. Ayrıca yüksek puan alan birçok öğrenci özel okullardan burs olanakları da elde edebilecektir. Ancak burada unutulmaması gereken en önemli nokta, LGS’de alınan düşük bir puan ya da yapılan hatalı bir tercih, asla yolun sonu değildir. Başarılı bir lise hayatının ardından doğru bir üniversite tercihiyle bu eksiklikler telafi edilebilir.

Rehber öğretmenlerimize bu süreçte düşen en önemli görev, öğrencileri sadece herhangi bir okula yerleştirmek amacıyla, ilgisiz oldukları ya da istemedikleri liselere yönlendirmemektir. Öğrencilerin ilgi alanlarına, isteklerine ve yeteneklerine uygun tercihler yapılması, onların eğitim hayatlarını daha verimli ve başarılı geçirmelerini sağlayacaktır.

Velilerimize tavsiyemiz ise, kulaktan dolma bilgilerle veya çevreden gelen baskılarla hareket etmemeleri; yalnızca bir tanıdığın çocuğu o okulda okuyor diye öğrencinin isteklerini göz ardı etmemeleridir. Öğrencilerin istemedikleri okullara zorla yönlendirilmesi, onların eğitim motivasyonunu ciddi biçimde olumsuz etkileyebilir.

YKS Tercih Süreci: Geleceğin Mesleğine Atılan Adım

YKS tercihi, öğrencilerin meslek seçiminde belirleyici bir rol oynar. Bu süreçte öğrenciler 24 tercih hakkına sahiptir. Ayrıca özel yetenek sınavları ve Milli Savunma Üniversitesi gibi alternatif tercihler de değerlendirmeye alınabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, öğrencinin gerçekten gitmek istemediği bir bölümü sırf yerleşmek amacıyla tercih listesine eklememesidir.

Eğer bir öğrenci yerleştiği halde kayıt yaptırmazsa, bir sonraki yıl puanı düşecektir. Bu nedenle tercih listesi oluşturulurken çok dikkatli olunmalı ve "keşke bir alt tercihim gelseydi" gibi pişmanlıkların yaşanmayacağı şekilde planlama yapılmalıdır.

Tercih sıralaması yapılırken başarı sıralaması mutlaka dikkate alınmalı; öğrencinin ilgi duyduğu şehir, üniversite ve bölüm gibi faktörler de ön planda tutulmalıdır. Makasın geniş tutulmasında ve 24 tercihin tamamının kullanılmasında bir sakınca yoktur. Ancak burada da gerçekçi ve bilinçli olunmalıdır.

Geleceğin meslekleriyle ilgili yapılan yönlendirmeler dikkate alınmalı, öğrencilerin hangi alanlarda yetenekli olduğu, hangi bölümleri severek okuyacağı ve mezuniyet sonrası iş olanakları gibi konular rehber öğretmenlerle değerlendirilmelidir.

Mevcut şartlarda iki yıllık ön lisans programları önerilmemektedir. Çünkü dikey geçiş süreçleri oldukça zorludur ve öğrenciler iş yaşamına erken atılsalar bile lisans diploması eksikliği, ilerleyen yıllarda kariyer anlamında çeşitli sorunlar yaratabilmektedir.

Sonuç Olarak

Öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin bu süreçte çok dikkatli ve bilinçli hareket etmeleri gerekmektedir. Yapılacak doğru tercihler, öğrencinin hem akademik hem de mesleki geleceğinde önemli avantajlar sağlayacaktır. Ancak yanlış bir karar, uzun vadede telafisi zor sonuçlara yol açabilir.

Bu nedenle tercih süreci sadece bir okul ya da bölüm seçimi değil, hayat boyu sürecek bir öğrenme yolculuğunun temel taşıdır.

BİLGİN PELİSTER - YK ÜYESİ / ÜNSAL EĞİTİM KURUMLARI KURUCUSU