GÜVENLİK, GÜVENLE SAĞLANIR 31 Aralık 2025, 10:27
Bir halkın geleceği, çocuklarının hangi iklimde büyüdüğüyle şekillenir. O iklim; sadece binaların sağlamlığıyla, kameraların çokluğuyla ya da kapıların kilidiyle kurulmaz. Asıl mesele, kalplerde tesis edilen emniyet duygusudur.
Çünkü güvenlik, önce insanın iç dünyasında başlar. Nitekim Yusuf Has Hâcip, asırlar öncesinden bugüne seslenirken önce insanın içinin terbiye edilmesi ve böylece haddin hiçbir şekilde aşılmaması hususunu vurgulamış ve “İnsanı insan yapan, gönlünde taşıdığı terbiyedir.” demiştir.
Bugün çocuklarımızın ve gençlerimizin ihtiyacı olan yegâne kudret ve kuvvet, bu değerli anlayışta ve şuurda gizlidir. Ki tarihler boyunca dünyayı uhulet ve suhuletle yöneten medeniyetimizin imar ettiği insanı ve ortamı bu asırda yeniden yaşatabilelim.
Ve tarih bize şunu açıkça göstermiştir: Toplumlar şiddetle değil, eğitimle ayakta kalır. Bunun da en güzel örneklerinden biri de Osmanlı devrinde görülmüştür. Bu devirde mahalle, sadece bir yerleşim alanı değil; bir edep mektebiydi. Komşuluk hukuku, vakıf kültürü, medrese terbiyesi ve aile yapısı; şiddeti doğmadan bastıran bir ruh inşa ediyordu. Suç oranlarının düşüklüğü, kanunların sertliğinden değil; insanın iç dünyasında kurulan denetimden kaynaklanıyordu.
Yine başka bir örnekte olduğu gibi bugün Japonya’da bir çocuk, kaybettiği cüzdanı eksiksiz teslim ederken; Finlandiya’da okul koridorlarında sessizlik hâkimken, Singapur’da sosyal düzen kendiliğinden işlerken bunun sebebi yalnızca sistem değildir. Bu ülkelerin ortak paydası, eğitimi yalnızca akademik değil; ahlâkî bir bütünlük olarak ele almalarıdır. Şiddetin azlığı, eğitimin karakter inşa eden yönünün güçlü olmasındandır.
Son yıllarda eğitim ortamlarında yaşanan şiddet olayları, bize yalnızca münferit vakaları değil; daha derin bir kırılmayı işaret etmektedir. Hiddetin sıradanlaştığı, tahammülün zayıfladığı, dilin sertleştiği bir çağdayız. Kontrolsüz sosyal medya kullanımıyla normalleştirilen öfke dili, eğitimsizlikten beslenen bilinçsizlik, güvenli ortam eksikliği, milli bilincin zayıflaması ve giderek kaybolan saygı, nezaket ve hoşgörü; şiddeti besleyen başlıca unsurlar hâline gelmiştir. Bu tabloyu görmezden gelmek, yarını bile isteye karanlığa bırakmaktır. Çünkü ahlâkın çekildiği yerde boşluğu öfke doldurur.
İşte tam bu noktada özel okullar, ulusumuzun sessiz ama hayati savunucuları olarak tarih huzurunda büyük bir sorumluluk almaktadır. Özel okullar yalnızca ders veren yapılar değil; ahlâkî ruhu olan bir medeniyet tasavvurunun aktarıcılarıdır. Sanayiden siyasete, eğitimden tarıma, sağlıktan üretime, ticaretten trafiğe… Hayatın her alanında adaletli, akil, merhametli, vicdanlı ve fedakâr insanlar yetiştirme sorumluluğunu üstlenirler.
Özel okullar; Millî Eğitim’in belirlediği hedeflerle uyum içinde fakat çoğu zaman görünmeyen bir yükü omuzlayarak çalışır. Sadece akademik başarı üretmez; aynı zamanda öfkeyi yönetmeyi, diline sahip çıkmayı, değerleriyle yaşamayı, inancıyla var olmayı öğretir. Çünkü biliriz ki karakter kazanmamış bir zihin, ne kadar bilgili olursa olsun içinde yaşadığı topluluğu huzura taşıyamaz.
Bu huzuru sürdürülebilir kılmanın yolunun da şiddeti önlemek için sadece müdahale etmek değil şiddetin doğmadığı bir medeniyet zemini kurmak olduğu idrak edilmelidir. Özel okulların asıl farkı tam da buradadır. Olay olduktan sonra değil, olay hiç yaşanmasın diye çalışan bir anlayışın adıdır bu.
Özel okullar, gece gündüz demeden yalnızca ders planı değil; bir ahlâk iklimi inşa ediyor. Koridorlarda yalnızca adımlar değil, edep dolaşsın diye… Sınıflarda yalnızca sesler değil, hikmet yankılansın diye… Okul bahçelerinde yalnızca oyunlar değil, sorumluluk kök salsın diye… Sadece akıllara değil, kalplere de irfanla, merhametle muamele edilsin diye…
Bu ferasetle kurulan ve çağın dinamiklerini, yeniliklerini, niteliklerini nesillerimize taşıyan özel okullardan yetişen çocuklar;
Gürültü üretmez, sükûnet taşır.
Öfke yaymaz, huzur çoğaltır.
Ayrıştırmaz, birlik kurar.
Hangi mesleği yaparsa yapsın; milletinin ve insanlığın yararına işler üretir. Çünkü bu çocuklar, yalnızca sınavlara değil; hayata, topluma ve sorumluluğa hazırlanır. Çok yönlü edinimleriyle, Hezarfen bir kimlik ve şahsiyet kazanarak yalnızca eğitimli değil; erdemli yaşamayı öğrenir.
Eğitim, bir milletin kendini yalnızca savunma biçimi değil; kendisini yeniden inşa etme iradesidir. Özel okullar da bu iradenin vicdanlı, bilinçli ve kararlı öncüleridir. Bugün bu vatanın huzuru, yarının refahı ve geleceğin güvenliği; sınıflarda sessizce kurulan bu ahlâk iklimine bağlıdır. Özel okullar, sadece bir seçenek değil; toplumsal barışın, güvenli yarınların ve güçlü bir medeniyet yürüyüşünün vazgeçilmez taşıyıcılarıdır.
Milletimiz, özel okulların birer can damarı olduğunu gördükçe eğitim yoluyla bir iyilik cemiyeti, hatta bir ahlaki ruh medeniyeti inşa etmenin mümkün olduğunu da görecektir. Böylesine bir atmosferde dün olduğu gibi her devirde iyilik çoğalacak, şiddetin yerini sükûnet, kaosun yerini istikamet alacaktır.
Tam da tüm bu ifade edilenlerin ışığında; bugün daha gür, daha kararlı bir sesle konuşmalı, daha asil bir duruşla özel okullarımızı, binlerce yıllık köklü geçmişimizin bayraktarları olarak görüp hep birlikte onlara hak ettikleri değeri verip ve bir ömür destek vermeliyiz. Ki şunu unutmamalıyız:
Bu toprakların yarını, iyi yetişmiş insanlarla kurtulacaktır. O insanlar da sokakların provası olan sınıflardan gelecektir. Sınıflarımız güven içindeyse sokaklarımız da güven içinde olacaktır. Ve tarif edilen bu iyi insan/lar; kendiliğinden değil, bilinçle kurulan eğitim yuvalarında yetişir.
Bu ülkenin yalnızca bugünü değil; yarını için hayati bir teminat olan özel okullar, Millî Eğitimimizin rehberliğinde ve hamiliğinde; bilgiyi ahlâkla, disiplini merhametle, başarıyı sorumlulukla yoğurarak bu teminatı yerine getirmeye devam edecektir. Çünkü biliyoruz ki: Bir uygarlığı ayakta tutan şey beton değil, insan; insanı ayakta tutan şey ise doğru ve güven veren eğitimdir.
Danyal Süzgün
Özel Konya Şehir Koleji Genel Müdürü
DIĞER HABERLER
-
Özel Okul Ücretleri Üzerinden Yürütülen Tartışmalar ve Eğitime Verilen Zarar
31 Aralık 2025, 11:49 -
CANIMDAN AZİZ TUTMUŞTUM SİZİ
31 Aralık 2025, 10:33 -
GÜVENLİK, GÜVENLE SAĞLANIR
31 Aralık 2025, 10:27 -
Teknokolonizasyon ve Teknolojide Dekolonizasyon - Maarif Vakfı 5. Eğitim Zirvesi’nin ardından-2
31 Aralık 2025, 10:24 -
Öğretmenin İtibarı Ne Zaman Bu Kadar Kolay Harcanır Oldu?
31 Aralık 2025, 10:20 -
FUAD ile İRADE EĞİTİMİ
29 Aralık 2025, 11:03 -
Hasbihal Buluşmaları Zeytinburnu’nda Gerçekleşti
28 Aralık 2025, 16:28 -
Doğa Koleji Ziyareti
28 Aralık 2025, 15:43 -
Eğitimde Unutulan Bir Güç: Merhamet
27 Aralık 2025, 10:42 -
Mehmet Baran'dan ÖZKURBİR'e ziyaret
27 Aralık 2025, 08:42

