GİBİ Serisi 4 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler 11 Eylül 2025, 08:15

İnsanın makinenin “dişlisi” olmaktan çıkıp bir “çip” olarak görülmeye başlandığı bu süreçte, iyi vatandaşın “kurşun asker” olmaktan çıkarak siber küresel bir “yazılım” aralığında “gel-git yaşamaya” başladığı öne sürülüyor. Doğrusal (lineer) bir çizgide değil, iç içe geçmiş birçok değişkenin karmaşık/komplike bulunduğu “siber yollarda” sürekli yeniden “yaratılmaktadır”. İstemese de farkında olmadan büyük savaşlarda/saldırılarda “taraf” olmaktadır. Dolayısıyla ontolojik (varlıksal) bir “sorgulamaya” da girememektedir.
Yokluk/yoksunluk dünyasının kısıtlamaları, imkânsızlıkları ile uğraşmanın yerini; çokluk/zenginlik/bolluk dünyasının olanaklarını/imkânlarını bir nimet, lütuf, ikram, bereket olarak görüp bu “imkânlar” ele alınmalıdır. Yokluk ile “başa çıkmaya” yönelik çaba ve çözüm arayışlarını bir kenara bırakarak, çokluk/bolluk ile “başa çıkmanın” yollarını aramamız ve öğrenmemiz gerekiyor.
Mevcut eğitim sistemi “zamanın ruhuna”, “çağa”, Mehmet Âkif’in deyimiyle “asrın idrakine” uygun olarak gerekenlere yönelen bir “dönüşüm” geçirmelidir. İnsanların “yeni ihtiyaçlarını” karşılayacak “bilginin” “bol” ve “bedava” denebilecek bir maliyetle elde edilebildiği bir ortamda, bilginin birey üzerinde büyük bir yük oluşturan “parçalarını” ezberletmenin gereksiz, yetersiz ve sürdürülebilir olmadığının farkına varılmalıdır.
Modern eğitim araç ve gereçleriyle öğrenilecek her konuyu, dersi çok güzel ve verimli sunan “dijital veriler” ile ücretsiz olarak almak mümkündür. Bol ve çeşitli içeriklerini öğrenmelerini sağlayacak, yönlendirmeler yapacak “önderler/rehberler” ile istenilen sonuçların daha iyisini, çok daha az maliyetle başarabilmek mümkündür. Dijital dünyanın sağladığı imkânlarla “deneysel öğrenim”, hatta “gözlem” ile çok çeşitlenen öğrenim yollarını ve deneyimleri/tecrübeleri aktarmak artık hem mümkün hem de kolaydır.
Dijitalleşen Gelecekte İnsan Kalmak adlı kitabında Prof. Dr. Sinan Canan, geleceğin eğitiminin kaçınılmaz yönünün, insanı teknolojiyle birlikte ama “fabrika ayarlarına uygun” bir ortam inşa etme cesaretiyle yetiştirmek olduğunu vurgularken, baştan ele alınması gereken iki konuya dikkat çekiyor:
-
Teknolojinin doğası ve felsefesi
-
İnsanın neye ihtiyacı olduğunun tespiti
Yani ürünün ve üreticinin “doğası” hakkında yeniden düşünmemiz, bunun bilgisini doğru bir biçimde üretip, deneyim olarak gelecek nesillere aktarabilmemiz gerekiyor. Canan şöyle devam ediyor:
“Ben (Sinan Canan) kendi uzmanlık alanım (biyoloji) itibarıyla insanın biyolojik ‘ayarlarının’ derinliklerine inip bunu herkesin anlayacağı dile çevirmeye gayret ediyorum. Aynı şeyi dijital sistemler ve bunların bizim için anlamı/manası konusunda da, hem de daha sık bir güncelleme ile yapmamız ve bunu eğitimin omurgası hâline getirmemiz gerekiyor. ‘Akıllı tahta’ kullanmaktan ibaret sandığımız teknolojinin gelecekte bizimle çok daha yakın bir ilişkisi olacak ve henüz buna hazır değiliz, özellikle eğitim-öğretim açısından.”
Bugün okullarda eğitim almakta olan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu belki de bugün var olmayan işlerde çalışacak, eğer bugünkü anlamda bir “çalışma” olacaksa! Belki de ileride hayatlarında kullanacakları, işlerine yarayacak bazı bilgiler henüz icat edilmedi/keşfedilmedi. Çocuklara/öğrencilere gelecekte de işlerine yarayacakların şimdiden öğretilmesi, en azından farkındalık oluşturulması gerekiyor. “Öğrenmeyi öğrenmeleri” ve kendi kişilik özelliklerini tanıyacak şekilde “keşfetmeleri” öğretilmelidir. Teknolojik imkânlardan, laboratuvarlardan, binalardan çok; bunları vermek ve eğitim verenleri eğitmek, onları değiştirmek/geliştirmek gerekiyor. Eğitim verenleri “rehber/danışman” olmaya yönlendirmek, değiştirmek ya da bu eğiticilerin yanında aynı zamanda bir “dijital öğrenme rehberi” de bulunmalıdır.
Şu anki sorunlar ve geleceğe yönelik gerekli dönüşümlerin nasıl yapılabileceği ile ilgili örnekler de veren Prof. Dr. Sinan Canan (164–165. sayfalarda) şu takviyeleri de ekliyor:
“İşe yarayacağı kesin olmayan birçok bilgiyi büyük bir yük olarak öğrenciye yıllar boyu yüklemek yerine, erken dönemde hızlı bir hazırlık ve sık sık yapılacak küçük değişiklikler ile yenilenmeler yapıp, öğrencinin kendini güncel tutmasını sağlayacak hayat boyu öğrenme hakikatine ulaşmak gerekiyor. Eğitimlere istenilen çeşitlilikte ve istenilen zamanda erişmek artık çok kolay ve yaygın hâle gelmişe benziyor.”
Farklı dijital gelecek senaryoları hazırlamak gerekiyor. Mesela aşağıdaki konularda:
-
Eğlencenin,
-
Bilimin,
-
İşyerinin,
-
Günlük yaşamın,
-
Bireyin,
-
Ailenin,
-
Sosyal çevrenin,
-
Toplumun,
-
Gençliğin,
-
Şehirlerin ve çevrenin,
-
Ülkenin,
-
İlişkilerin,
-
Yasaların,
-
İnançların ve dinlerin,
-
İnsanlığın,
-
İletişimin,
-
Yönetim şekillerinin,
-
Sağlığın geleceği tartışılmalıdır.
Milyarlarca yıldır hiç “sekmez” bir şekilde, asla taviz verilmeyen basit kurallarla birçok farklı fiziki şarta her dönemde adapte olmanın, uyum sağlamanın ve biyolojik yaşam mucizesini sürdürmenin bir yolu bulunmuştur. İnsanın yaşam kuralları da temelde basit ve sadedir. Bu basitliğin ve sadeliğin “hayat/yaşantı” denilen işlevde yansıtılması hem esnekliği çokça artırır hem gereksiz reflekslerle boşa gidecek çaba harcamayı engeller hem de çeşitliliği zenginlik olarak artıran bir vasat/ortam oluşturur. Yaşıyor olmak yeterlidir!
Tarih boyunca birçok farklı dönemden geçen insanlık, hızla yaklaşan önümüzdeki dönemde de önemli bir sıçrama/atlama dönemini yaşayacak gibi görünüyor. Birbirinden çok farklı olan bu dönemlerde farklı şartlara, mekânlara, iklimlere, ortamlara uyum sağlayan insanlar, bu yeni dönemin şartlarına da uyum gösterecektir. “Dijital çağ” olarak adlandırılabilecek bu yeni dönemde insanlar, eskisine göre daha fazla seçeneğe sahip olacak gibi. Önceki dönemlerde büyük yokluklar/yoksunluklar yaşayan insanlar, önümüzdeki dijital dönemde hiç olmadığı kadar zengin bir bolluk/çokluk dünyasında, imkân ve zaman bolluğunu koruma ve geliştirme çabasında olacaktır. Temel ihtiyaçları, arzuları, duyguları pek değişmese de yeni bolluk/çokluk dünyasında ortaya çıkan seçeneklerden tercih yapma ve seçtiklerine uyum sağlama zorluklarından kaynaklanan sıkıntılarla da boğuşacaktır.
İnsan, önümüzdeki dönemdeki bu bolluk/çokluk dünyasında karşısına birçok yeni sorunlar, hastalıklar, savaş, kendine ve kurduğu sisteme yabancılaşma ve çevre sorunlarıyla karşılaşacaktır. Bu yeni dijital sürecin ve yapay zekâ gibi teknolojilerin sağlayacağı rahatlıkların yanında, birçok bolluk/çokluk riskleri ve tehlikeleri ile de karşılaşılacaktır. Yeni yaşam alışkanlıkları ve sosyal düzen, hayatın/yaşantının her alanı ve aşamasında yeni tanımlar yapmaya ihtiyaç hissettirecek, belki de yeni felaketlerle yüzleşilecektir.
Başta eğitim olmak üzere, insanın ürettiği her alanda önemli değişiklikler olacak ve bunlar da eğitimi büyük oranda etkileyecektir. Bilim, bilgi/veri, enformasyon, iletişim, ilişkiler, eğlence, sağlık, şehirler, sosyal çevre, ülke, yönetim şekilleri, toplum, inanç/din, yasa gibi konularda yeni büyük değişimler görülecek ve bunların her biri dolaylı ya da dolaysız eğitim konusuna etki edecektir. Bu etkenlerin her birinin birçok olumsuz etkisi olacaksa da ümitsizliğe kapılmamalıyız. Doğanın kendini koruyacak bir yapısı her zaman olmuştur. Her ne kadar insanın/insanlığın bütünüyle değişip yeni bir form halini alacağına dair korkutucu senaryolar ortaya atılsa da, insanın sorumluluk yüklenme, emanete sahip çıkma, ödev duygusu gibi başka hiçbir varlıkta görülmeyen çok önemli özellikleri, nitelikleri, yetenekleri, duyguları, aklı, zihni vardır. Bunlarla karşılaşacağı yeni durumlara/ hâllere çözüm üretecek güçtedir.
RAMAZAN AKSOY - EĞİTİM YÖNETİCİSİ
DIĞER HABERLER
-
ÖZKURBİR’den Başakşehir Çınar Koleji’ne Ziyaret
13 Eylül 2025, 14:24 -
İkiz Kuleler
13 Eylül 2025, 07:25 -
Ediz Gürel, Dünya Şampiyonu Gukesh’i Semerkand’da Mağlup Ederek Satranç Tarihine Geçti
12 Eylül 2025, 11:55 -
GİBİ Serisi 4 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler
11 Eylül 2025, 08:15 -
Necip Fazıl Kısakürek’e Mektup
10 Eylül 2025, 07:38 -
Müdür ve Yönetici Olmak İsteyenlere Tavsiyeler
09 Eylül 2025, 07:01 -
Yönetim Kurulu Üyemiz Bilgin Pelister, TRT Haber’deydi!
09 Eylül 2025, 06:23 -
Tutunamayanlar
08 Eylül 2025, 07:16 -
Hacer’in Silueti
07 Eylül 2025, 08:18 -
Başlangıç: Bir Adımın Hikmeti
06 Eylül 2025, 08:54