EĞİTİMİN TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜ 04 Ocak 2025, 22:06
Yeni asrın en vazgeçilmez kavramlarından biri olan teknoloji ve insanlığın en kadim kelimelerinin başında gelen eğitimin zamanın hızına ayak uydurarak vazgeçilmez bir şekilde birleştiği ve geleceğe el ele yol aldığı bir dünyanın gerçeklerini görmek ve bu gerçeklerden en verimli şekilde yararlanmak kişilerin, kurumların ve ülkelerin asli görevlerinden biri haline gelmiştir.
Yeni asrın en vazgeçilmez kavramlarından biri olan teknoloji ve insanlığın en kadim kelimelerinin başında gelen eğitimin zamanın hızına ayak uydurarak vazgeçilmez bir şekilde birleştiği ve geleceğe el ele yol aldığı bir dünyanın gerçeklerini görmek ve bu gerçeklerden en verimli şekilde yararlanmak kişilerin, kurumların ve ülkelerin asli görevlerinden biri haline gelmiştir.
20. yüzyıldan itibaren yeni iletişim araçlarının hayatın içine daha fazla entegre edilmesiyle her alanda ve her anlamda ön plana çıkan teknolojik aygıtlar, bambaşka bir platform ve araç olarak tüm dünyada aranan, kabul gören bir yapıya kavuştu. Aklımıza gelebilecek her sektörde hayatı kolaylaştıran, zamanı daha nitelikli kullanmaya olanak sağlayan ve yeni bir dünyanın kapılarını aralayan teknoloji, özellikle pandeminin getirdiği olumsuz şartlarda eğitim sektöründe de çok ciddi bir şekilde kullanılmaya başlandı.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde eğitim teknolojilerindeki eğilim, son dönemde yapay zeka, online öğrenme ortamları, bulut teknolojisi, mobil teknolojiler, sanal gerçeklik, simülasyonlar ve artırılmış gerçeklik olarak öne çıkmakta ve yeni imkanlar sunmaktadır. Uzaktan eğitim sürecinde de bahsi geçen teknolojilerin bazılarından tüm dünya gibi biz de faydalandık. Ve görüldü ki uzaktan eğitimin en önemli dayanağı hiç şüphesiz ki mesafeleri ortadan kaldıran, aynı anda birçok yerde olmaya imkân veren ve eğitimi tüm olumsuzluklara rağmen evlere ulaştıran teknoloji ve araçları oldu. Bugün ise gelinen noktada artık teknolojinin daha da derinlik kazanması ve eğitim içerisinde en ileri seviyelerde kullanılması konuşuluyor. İnsanın gerçeklikten sıyrılarak tamamen üç boyutlu bir evrende var olma isteği ve eğitimi bu evrene taşıma düşüncesi şimdilerde en popüler konuların başında geliyor.
Bahsedilen evrene Metaverse deniliyor. Bu evren, insanla gerçeklik arasındaki yeni bir katman olarak tarif edilebilir. Yani artırılmış ve sanal gerçeklik ortamının kullanıldığı üç boyutlu sanal bir dünyanın sunulduğu ekosistem… Zamanı ve mekanı ortadan kaldıran bu teknoloji sayesinde simüle edilmiş yeni alemde; sanal nesneler, gerçek dünyanın görüntüleri üzerine yerleştiriliyor. Böylece gerçek ve sanal dünya bir anlamda birleşmiş oluyor. Kısaca, kendimizi ve tüm dünyamızı kare bir ekranın içine sığdırmaya alışmışken, o ekranın içinde kendi avatarımızla (sanal ve beden kazandırılmış kimliğimizle) üç boyutlu olarak var olmamızı, gezmemizi sağlayacak dijital ve ikiz bir dünyadan bahsediyoruz.
Eğitimin bileşenleri olan öğrenci, öğretmen ve öğretim materyalleri bir sanal dünyada bir araya getirilerek hem öğretim hem etkileşim sunacak, daha önceleri soyut olarak kullanılabilen internet ve araçları, bu dünya sayesinde aynı ortam içerisinde bulunmayı sağlayacak. Yani sınıflar ve okullar, başka bir evrende görevini yapmaya devam edecek. Metaversin vadettiği tam da budur. Bu durum yakın gelecekte ne kadar gerçekleştirilebilir, ülkemizin mevcut öğrenci sayısı ve alt yapısı göz önüne alındığında ne kadar geniş bir kitleye ulaştırılabilir veya sürdürülebilir bilinmez ama şu bir gerçek ki artık dünya, eski metotlarla, bilgilerle öğretim yapmaya elverişli değil. Çünkü yeni nesil, bir kalıba oturmayan sonsuz değişkenlikleri olan teknolojinin merkezinde yer alıyor. Hal böyleyken, yeniliklerle sunulmayan, zihinleri aydınlatmayan, eğlenceli olmayan vb. hiçbir şey karşılık bulmuyor.
Bu tespitler ışığında bir değerlendirme yapıldığında görülecektir ki ya kurumlar ve kişiler zamana uyacak ya da zamanla kaybolacaklar. Çünkü artık kitapların yerini tabletler, gerçek dünyanın yerini sanal dünyalar almaya başlıyor. Hatta fiziki şartlar dahi ortadan kalkmaya başlıyor. Nitekim bunu uzaktan eğitimde tecrübe ettik. Değişime ayak uydurmak ve değişimin bir parçası olmak için bugünden geleceğe; insan, mekan, teknoloji, bilim vb. yatırımlar yapılmalı.
Tüm bunlar yapılırken insanın öz doğası muhafaza edilmeli, değerleri yaşatılmalı ve duyguları göz ardı edilmeden teknolojinin dünyasında varlığını sürdürmeli ve yeni nesilleri ahlaki, insani yönlerden korumalıdır. Unutmamalıyız ki sınırsız bir dünya mümkün değildir. Sınırları çizilmiş bir sanal dünyada eğitimin yapılabilme olanağı var ancak ruhu olmayan eğitim de ülkelere, milletlere ve insanlığa faydalı olmayacaktır. Bundan ötürü kabul edilecek her yeniliğe, girilecek her dünyaya önce değerlerle ruh katıp daha sonra da ete kemiğe bürüyüp kullanıma sunmalıyız, yıllar alacak olsa da.
İzlenecek yol ve yöntem belirlendikten sonra; öğrenciler, bu yeni dünyada tıpkı gerçek hayattaymışçasına yaparak ve yaşayarak öğrenecek, yeni boyutlar deneyimleyebilecek, dilden sanata akademik öğrenmeden kültürel aktivitelere varana değin birçok alanda sunulacak yenilikleri keşfedecekler; Metaverse, yapay zekâ, çoklu evren gibi yeni pencerelerden geleceğe bakabilecekler. Onları, teknolojiden korumak değil aksine teknolojiyi sınırlı ve yararlı kullanmaya yönlendirmek gerekliliği değişim ve dönüşümün altın kuralı olacaktır. Üniversiteler, mevcut bölümler ve lisansüstü eğitimler… Yeni nesli eski bilgilerle yetiştirmek adına yetersiz bir noktaya doğru hızla ilerlerken ülkemizin geleceğin dünyasına hazırlık yapması hayati önem taşıyor.
Değerlerimizle, kültürel geçmişimizle, milletimizin karakteristik özellikleriyle, inancımızın hassasiyetleriyle, tarihimizin bilgi, birikim, öğretileriyle, ecdadımızın insani emanetleriyle hasılı bizi biz yapan zenginliklerimizle donatılmış, sınırlandırılmış, çok yönlü olarak tasarlanmış, geleceği şekillendirecek eğitimlerle güncellenmiş, eğitimin amaçlarına hizmet eden ve her detayına kadar planlanmış bir yapay/sanal/meta dünya, gelecek yüzyılda ülkemizin gerçek dünyada, eğitimde ve daha pek çok alanda söz sahibi olmasının önemli bir kıstası olacaktır.
Hem bilginin hem başarının hem yeniliğin varlığı kalıcı olmasına bağlıdır. Bundan ötürü artık teknolojiyi zararlarından arındırabilecek, kullanımını yararlı hale getirecek sistemler inşa etmeli ve bu sistemleri okullarımızda uygulayabilmeliyiz. Yakın geçmişte kara tahtaların yerini akıllı tahtaların aldığını, kitapların çantalar yerine, tabletlere/bilgisayarlara/telefonlara girdiğini, çok değil daha bu yılın başına kadar (iki yıldır) ve hâlihazırda uzaktan eğitimin teknoloji sayesinde uzak olmadığını yani insanlığın ne kadar olmaz gözüyle baktığı yenilik varsa hepsinin müthiş bir hızla hayatımıza girdiğini yakinen yaşadık ve gördük. Şimdi ben de diyorum ki Metaverse ve benzeri teknolojiler eğitimden o kadar da uzak değil, yeter ki vakti gelince her anlamda onlara hazırlıklı olalım!
Ezcümle; gelecek, bugünden başlıyor.
Danyal Süzgün
Özel Konya Şehir Koleji Genel Müdürü
DIĞER HABERLER
-
İ. T. O. 15 NO'LU EĞİTİM MESLEK KOMİTESİ ÇALIŞMA TOPLANTISI
14 Ocak 2025, 09:45 -
KAFAYI AKILLI TAHTALARA VE TABLETE TAKTIK
08 Ocak 2025, 15:08 -
ÇELİŞKİLER VE SORULAR
08 Ocak 2025, 15:03 -
SANAL ZORBALIK ÜZERİNE
08 Ocak 2025, 14:58 -
ÖZKURBİR III. EĞİTİM SEMPOZYUMU DEĞERLENDİRMESİ
06 Ocak 2025, 19:27 -
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİNDE 03.01.2025 TARİHİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİĞİN KURUMLAR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRMESİ
05 Ocak 2025, 23:44 -
YAPAY ZEKÂ ÖĞRETMENLERİ Mİ GELİYOR?
04 Ocak 2025, 22:19 -
OYUNUN ÖNEMİ DOĞRU ANŞAŞILDI MI?
04 Ocak 2025, 22:18 -
EĞİTİMİN GÂYESİ NEDİR ?
04 Ocak 2025, 22:16 -
JAPONYA'DA ÖĞRETMENLER GÜNÜ YOKTUR
04 Ocak 2025, 22:14