Geçen hafta sonu ÖZKUR-BİR tarafından düzenlenen eğitim sempozyumuna katıldım ve özel okul yöneticileri olarak iki gün boyunca eğitimi konuştuk. Program boyunca ÖZKUR-BİR Başkanı Enis Şener misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak isteyen bir ev sahibi gibi sürekli koşturdu. Konuşmacılar eğitimle ilgili umut vadeden konuşmalarıyla hepimizi coşturdu. Heyecanlandık, enerji dolduk ve zihnen yenilendik.

Geçen hafta sonu ÖZKUR-BİR tarafından düzenlenen eğitim sempozyumuna katıldım ve özel okul yöneticileri olarak iki gün boyunca eğitimi konuştuk.

Program boyunca ÖZKUR-BİR Başkanı Enis Şener misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak isteyen bir ev sahibi gibi sürekli koşturdu. Konuşmacılar eğitimle ilgili umut vadeden konuşmalarıyla hepimizi coşturdu. Heyecanlandık, enerji dolduk ve zihnen yenilendik.

Bu arada içimiz dışımız eğitim olunca uyurken bile gündemden kopamadım. İkinci günün gecesinde rüyamda Millî Eğitim Bakanıyla bizim evde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle ilgili uzun bir toplantı yaptık. Toplantının sonunda çok etkilenip bana bakan yardımcılığı teklif ettiler. Tam maaşı görüşüyorken uyandım ve açılan yerlerimi örtüp uyumaya devam ettim...

Rüyamda bakanla toplantı yaptıran bu harika organizasyon için başta Enis Hocam olmak üzere tüm dernek yetkililerine teşekkür ederim.

     ***

Önümüzdeki sene çok daha geniş bir katılımla bir araya gelmeyi bekliyoruz. Çünkü bir araya gelince bazı şeyleri daha net görebiliyoruz.

Mesela sosyal medya gündeminde sadece para pul mevzularıyla ilişkilendirilen özel okulların aslında eğitim için ne kadar büyük bir çaba sarf ettiğini anlıyoruz.

Türkiye’nin dört bir yanında görev yapan eğitimcilerin, eğitimle ilgili ne kadar dertli olduklarını fark ediyoruz.

Türkiye gündemini meşgul eden ve moralimizi bozan birçok mevzunun sadece eğitimle çözülebileceğini hatırlıyoruz.

Büyük Türkiye’yi inşa etmek için büyük bir samimiyet, gayret ve aşkla çalışan eğitimcileri görüp umutlanıyoruz.

     ***

Bu konuya girmek istemezdim aslında ama erken kayıt dönemi yaklaşırken yine bir fırtına kopacağını hissediyorum. O yüzden kısaca değineyim. İnanın özel okulların çoğu kâr etmeyi falan unutmuş durumda. Sadece zarar etmeden çarkı döndürmeye çalışıyorlar. Bakmayın siz sosyal medyada yazılıp çizilenlere!

Sadece olumsuz örneklere odaklanarak özel okul algısına zarar vermek hepimize zarar verir. Bu yüzden yazıp çizerken biraz temkinli olmakta fayda var. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz kurumları yıpratmaya çalışmak kimseye bir fayda sağlamaz.

Niyetimizi düzeltelim, birbirimize güvenelim ve özellikle çocukların yanında öğretmenleri ve okul yönetimini kötülemeyelim.

Çünkü yöneticinin kaşları çatıkken öğretmen gülemez. Öğretmen de morali bozuk ve mutsuz bir şekilde derse girerse, o sınıftan başarı hikâyesi çıkamaz.

     ***

Sempozyumda çok kıymetli konuşmacıları dinledik ve bir sürü not aldım. Bu notlardan sadece üç tanesini sizlerle paylaşıyorum.

1. Müfredat başarısızlık sebebi olamaz. Zihniyet değişmedikçe müfredat bir şeyi değiştiremez. Sadece müfredata odaklanan bir eğitim sisteminde öğretmene ve öğrenciye yer yoktur. (Ömer Dinçer)

2. Öğrencilere Türkiye’nin komşu ülkelerini sorduğunuz zaman Yunanistan, Bulgaristan, Suriye gibi karadan sınırımız olan ülkeleri sayıyorlar. Denizlerin ötesindeki ülkeleri komşu olarak gören bir vizyonumuz olmadı maalesef. Ama şimdi bırakın deniz ötesini, vizyon uzaya doğru çıkmak zorunda. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile işte bunu başarmayı amaçlıyoruz. Bu programın merkezinde değer var. Bu yüzden çok değerli. (Fethullah Güner)

3. Mevzu çocukların nitelikli eğitim almasıysa eğer, eğitimle ilgili “yeni şeyler düşünmekten” ziyade “doğru dürüst” düşünmeye odaklanmalıyız. Çocuklarımızı büyütürken, beşeri insan kılacak hasletlerle buluşturacak bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Öncelikle yapılması gereken işi kendi meselemiz ve derdimiz olarak göreceğiz. Ancak böyle etkili sonuçlar alabiliriz. (Olcay Topraklı)