2025-26 eğitim-öğretim yılı münasebeti ile; Gelecek Vadeden Prensip Kararları 14 Eylül 2025, 14:42

Yeni eğitim yılına başlarken öğretmenlere ve ebeveynlere ilham veren 25 altın prensip… Eğitimciler ve anne-babalar için umut dolu bir yol haritası… Cesareti kırmayan, değerleri yaşatan, ahlâk ve kültürü önceleyen geleceğin eğitimi için güçlü bir manifesto!
BİZ EĞİTİMCİLER ve EBEVEYNLER İÇİN
GELECEK VADEDEN PRENSİP KARARLARI
Yeni eğitim-öğretim dönemi için öğrencilerimiz, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla okullarında buluştular. Peşinden de yüksek okullarda ders başı zilleri çalacak..
Bir grup öğretmenler ve velilerle oturup kendi aramızda yeni eğitim-öğretim dönemi başlarken öğrencilerimize/çocuklarımıza daha fazla katkı yapmak üzere aşağıdaki prensip kararlarını aldığımızı düşünün!..
Bütün meslektaşlarım
ve
anne babalarla (ebeveynlerle ) altta paylaşıyorum.
Filistin’de, bilhassa iki yıldır GAZZE’de ve İslam coğrafyasında zulüm ve soykırım devam ederken, yüreğimiz yanarken;
başarılı bir eğitim-öğretim dönemi diliyorum.
GELECEK VADEDEN PRENSİP KARARLARI
ÖĞRETMENLER:
1- Bir öğretmen olarak en önemli görevimizin, bize emanet edilen çocukların cesaretlerini kırmamak ve onlara ne kadar değerli olduklarını hissettirmek olduğunu asla hatırımızdan çıkarmayacağız. Çünkü öğretmen ve yöneticinin belki ilk görevi heves kırmamaktır.
2- Derste boşa geçen her bir dakikanın bedelini mutlaka ödeyeceğimizi düşünerek, ders planlarımızı hassas şekilde hazırlayacağız.
Ve bunun önemini öğrencilerimizle öncelikle paylaşacağız.
3- Öğrencilerimizin olur olmaz kişilere hayran olmasını önlemek adına, onların hayran kontenjanlarını mühim ve değerli şahsiyetlerle dolduracağız. Bu konuda velilerimizden de destek isteyeceğiz…
4- Öğrenciye düşük not vermekle gurur duyan bir öğretmenin, hastasını iyileştiremediği için gurur duyan bir doktordan farkı olmadığını kendimize sık sık hatırlatacağız. Ki heveslendirmek için yüksek not vermenin çarelerini aramak mevzuat olarak da görevimiz olduğunu unutmayacağız.
5- Öğretmenler için en yaygın meslek hastalığının farenjit değil kibir/ucub olduğunu hep hatırımızda tutacağız. Kimseyi eleştirmeyeceğiz. Ama, eleştiri, tenkit ve ekip çalışmasına açık olacağız. Öğretmenler odasının 5 büyük hastalığından bütün ekibin selameti için uzak duracağız!…
6- Günün son ders zili çaldığında; “Acaba benim yüzümden gününü kötü geçiren bir öğrencim oldu mu?” diye kendi kendimize soracağız. Şayet böyle şanssız öğrencilerimiz oldu ise en kısa sürede sevgi ve güvenle telâfi edeceğiz.
7- “İki günü eşit olan ziyandadır.” düsturuyla hareket ederek; Öğretmenlik mesleğinin hakkını verebilmek ve bize emanet edilen çocuklara layık olabilmek için okumaktan, araştırmaktan kaçınmayacağız. Ve nerede önemli bir konferans, seminer, çalıştay, yeni trendlerle alakalı bir program, eğitim varsa vaktimiz oldukça katılmaya çalışacağız. Yeni şeyler öğrenmekten, kendimizi geliştirmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
8- Öğrenme ve öğretmenin önlü arkalı değil, yan yana ilerlemesi gereken iki eylem olduğunu unutmayacağız. Öğrenmeyi bıraktığımız anda hız asrında bizim de hızla geriye düşeceğimizin bilincinde alacağız.
9- Mali zorluklarımız, ters giden işlerimiz, ek ders ücreti veya erken emeklilik gibi vs. gündemlerin, bir çocuğun gönlüne dokunabilmek ve hayatında iz bırakabilmek gibi yüce bir ideali gölgelemesine izin vermeyeceğiz. Ve bu konuda kararlı olacağız.
10- Sosyal medyada hakkımızı ararken öğretmenliğin itibarını düşüren paylaşımlar yapmayacak, yaşanan bazı mağduriyetleri topyekûn bir mağlubiyete dönüştüren sulu gözlü kampanyalardan, hele hele siyasî ve ideolojik hesaplarına bizi alet ederek kullanmak isteyen mihraklardan uzak duracağız.
11- Bütün öğrencilerimizin meslek seçiminde, onların kabiliyet ve seveceği bir mesleğe yönelmeleri için velilerimizle de görüşerek, onların yanlış meslek seçip ilerde mutsuz olmalarının önüne de geçmeye çalışacağız.
12- Mübarek Türkçemiz, Şanlı tarihimiz, inanç, değer, kültür, örf ve adetlerimiz konusunda daha duyarlı ve kararlı olacağız. 10- 20 sene sonra öğrencilerimizle karşılaştığımızda, bu konularda onlara karşı geçmiş yıllara dair mahcubiyet yaşamayacağız. Ahirette bunun hesabını veremeyip, köprünün altına düşmeyeceğiz.
EBEVEYNLER:
1- Çocuğumuzun bizim hayallerimizi değil, kendi hayallerini yaşamasına ve bizim gölgemizden çıkıp kendi aydınlığına kavuşmasına izin vereceğiz.
2- Yaşatılan bir yanlışın, öğretilen en az on doğruya bedel olabileceğini hep hatırımızda tutacağız.
3- Bu ülke bir daha 15 Temmuzlar yaşamasın diye, çocuklarımızın hangi dersi sevip, hangisini sevmediğiyle ilgilendiğimiz kadar, ve bilhassa; kimleri sevmesi ve kimleri sevmemesi gerektiğini anlatmakla da ilgileneceğiz!..
4- Hayatta başarıya ulaşabilmenin yüksek notlarla değil, alçak bir gönülle mümkün olabileceğini çocuklarımıza ve kendimize daima hatırlatacağız. Mevcut sistemdeki başarı ölçümleri size; Bir öğrencinin, yine mevcut test ve sanayi ! sistemine göre nerede olduğunu gösterir. Sonunda nereye varacağını değil. Çocuklarımızın milli sponsorları ve sorumlusu olarak bu hususlarda fransız kalmayacağız.
5- Çocuklarımızın menfi/sevimsiz davranışlarına/söylemlerine tepki olarak okula veya öğretmenlere kızmadan önce aynaya bakacağız. Öğretmenlerin itibarını koruma konusunda azami gayret göstereceğiz. Çünkü, “Eğitimin en güçlü-önemli aktörü öğretmendir!”
6-Çocuğun yanında okul veya öğretmenleri aleyhinde konuşmanın, çocuğa yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi olduğunu hiç unutmayacağız. Çocuklar önce aile büyükleri olmak üzere yetişkinleri taklit ederler… Okul ve eğitim kadrosunda menfi bir durum tesbit ettiysek, bunun düzeltilmesi ve telafisinin dedikodu yaparak değil, gerekirse cesaret ve ısrarla ve nezaket kuralları içeridinde muhatapları ile görüşerek doğruyu bulacağız.
7- Çocuklarımızı akranlarıyla kıyaslamayacağız.
Çünkü her öğrencinin öğrenme-kavramalarının aynı seviyede olmadığını ve becerilerinin farklı olduğu gerçeğini unutmayacağız. Eğer kıyaslarsak, onların da bizi akranlarının anneleri/ babalarıyla kıyaslamalarına kızmayacağız. Filanca çocuğun başarısı ile çocuğumuzu kıyaslarken, “anneler ne çocuklar doğurmuş”, dediğimizde, çocuğumuzun da bize, beni sen dünyaya getirdin!, demesine de hazır olacağız…
8- Çocuklarımızın dünyaya gelişleri ile, biz ebeveynler için de ders zilinin çaldığını ve evde boş geçen derslerin !?! okulda telafisinin mümkün olmayacağını kendimize her daim hatırlatacağız.
9- Değerler/Ahlak eğitiminin sadece okula havale edilmesi durumunda havale masraflarının çok yüksek olacağını hatırımızda tutacak ve buna göre hareket edeceğiz. Unutmayalım ki çocuk iyi ve kötüyü önce ailede öğrenir. “En etkili okul ailedir…”
10- Çocuklarımızın konuşmayı ve yürümeyi nasıl öğrendiğini düşünüp!, hayattaki diğer becerilere de benzer bir formülle sahip olabilmesi için ona gerekli alanı ve imkânı sağlayacağız.
11- Çocuklarımızın eğitim öğretim süreçlerinde, meslek seçimini bizim beklentilerimize göre değil, onların kabiliyet ve tercih edeceği bir mesleğe yönelmesi konusunda olması gereken doğru desteği vereceğiz. Yıllardır toplumumuzda yapılan bu husustaki yanlışlıklara, çocuklarımızın menfaati, aydınlık geleceği ve huzuru için kendi adımıza pirim vermeyeceğiz.
12- Bizler, daha donanımlı öğretmen ve okul arayışında iken, okul ve öğretmenlerin de kültürlü, iyi yetişmiş anne babaların çocuklarını arzuladığını unutmayacağız. Çünkü en şanslı çocuk, kültürlü ve bu kültürünü hayat tarzı olarak yaşayan anne babalara sahip olandır.
13- “Sürekli şikayet etmek kanı soğutur, dolaşımı yavaşlatır. Bu durum, mizacın soğumasına sebep olur. Ayrıca, bolluk-bereketin önünü kapatır.”
Aile saadetimiz için bilge bir şahsın bu cümlesini unutmayacağız.
Süremiz başladı,
Başarılar…
HAMİ KOÇ - ÖZKURBİR YK ÜYESİ
Eğitimci - Sosyolog
DIĞER HABERLER
-
Eğitim Çarkları Artık Dönmüyor: 200 Yıllık Model İflas Etti
16 Eylül 2025, 07:21 -
Öldürdün mü onlar gibi öldüreceksin!
15 Eylül 2025, 08:00 -
2025-26 eğitim-öğretim yılı münasebeti ile; Gelecek Vadeden Prensip Kararları
14 Eylül 2025, 14:42 -
ÖZKURBİR’den Başakşehir Çınar Koleji’ne Ziyaret
13 Eylül 2025, 14:24 -
İkiz Kuleler
13 Eylül 2025, 07:25 -
Ediz Gürel, Dünya Şampiyonu Gukesh’i Semerkand’da Mağlup Ederek Satranç Tarihine Geçti
12 Eylül 2025, 11:55 -
GİBİ Serisi 4 - Geleceğin Eğitimi, Eğitimin Geleceği, Öngörüler
11 Eylül 2025, 08:15 -
Necip Fazıl Kısakürek’e Mektup
10 Eylül 2025, 07:38 -
Müdür ve Yönetici Olmak İsteyenlere Tavsiyeler
09 Eylül 2025, 07:01 -
Yönetim Kurulu Üyemiz Bilgin Pelister, TRT Haber’deydi!
09 Eylül 2025, 06:23