Rahmetli dedem, biz daha küçük yaşta iken inancımızın, vatanımızın ve bayrağımızın temel kodlarını çok kısa ve basit olarak bize ilmek ilmek işlemişti… Çünkü o, Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn, Miftahu’l Cenneh, Şevâhid-ün Nübüvve kitaplarının yazarları, asırlara damgasını vuran, tertemiz yolla Peygamber efendimize ulaştıran büyük âlim ve kanaat önderlerinden beslenmişti.

Öğrenciliğimde MTTB başta olmak üzere, gençlik hareketlerinde/birlikteliklerinde bulundum. Ama hiç aşırı gitmedim. Kimsenin malına, canına zarar verecek bir eylemin icraatın içinde olmadım. 20. yüzyılın son çeyreği ve 21. yüzyılın ilk çeyreği için dünyanın dokuz yıldızlı, uluslararası, benzeri görülmemiş organizasyonun bir eseri olan fetö fikirlerine ve hareketine çok şükür kanmadım, bulaşmadım. Çünkü aldığım temel kültürel bilgiler bana, o hareketin ve bazı diğer oluşumların normal bir oluşum değil bizi içimizden avlamaya çalışan ve İslamiyet’i doğru anlayıp yaşayan Türk milletini çökerterek dünyaya hâkim olmaya çalışan güçlerin kurgusu ve piyonu olduğunu net bir şekilde öğretmişti…

İLMİN OLMADIĞI YERDE BAŞARI, HUZUR OLMAZ!

Çünkü ilmin olmadığı yerde medeniyet olmaz, millet olmaz, İslamiyet hiç olmaz! … Para kaybedersiniz, çalışır kazanırsınız. Başka şeylerinizi kaybedersiniz, gayret eder tekrar kazanır kavuşursunuz. Ama, dosdoğru imanınızı kaybederseniz, her şeyinizi kaybeder bir daha da kavuşamaz, tarihin kirli çöplüğüne gömülür kaybolup gidersiniz. Şanlı ceddimizin torunlarının bir kısmı maalesef bu kıymetli mi’yar/ölçüden mahrum bırakılmıştır.

Temeli sağlam atılmayan hiçbir ihtişamlı binanın ayakta kalması mümkün değildir. Bizim dinimizin temeli doğru iman, doğru itikat ve fıkıhtır…. Bu konuda iki asırdır ve bilhassa son asırda büyük zafiyetler içerisindeyiz. Mesela, asırlardır Türk ve İslam dünyasının çıban başı olan Pers/İran hareketinin ne yaman tehlike arz ettiğini on binlerce kardeşimiz görememiştir. Bir kısım İnsanlarımız sonradan bürokraside yer aldığında acı gerçeği görmüşlerdir. İslamiyet’i bize ve kıyamete kadar gelecek Müslümanlara ulaştıran, Peygamber efendimizden sonra bütün Müslümanların hocaları olan, başta Hulefa-i Raşidin, hazreti Aişe validemiz ve bütün Eshab-ı Kiram efendilerimize hakaret, aşağılamak kötü bilmek ne demek. Son 20 yılda Türkiye hep İran’ın menfaatlerinin destekçisi olmuştur. Bu herkesin malumudur. Karabağ olaylarında Ermenilerin yanında yer almak, Arabistan yarımadasının güneyini karıştırıp Müslümanlara zulmetmek, Suriye’de on binlerce Müslümanın katledilmesine destek vermek ve diğer fitneleri herkesin malumudur.

AZİZ TÜRK MİLLETİ BÜTÜN İSLAM DÜNYASININ HAMİSİDİR

Aziz Türk milleti diğer milletlerdeki din kardeşlerinin de desteğiyle, Asya’da, Afrika’da Anadolu’da, Balkanlar’da ve başka beldelerde yüzyıllardır Müslümanların ve insanlığın hamisi güçlü bir hizmetkarı olmuştur.
Türk ve İslam düşmanları çok iyi biliyor ki; Türk milleti dejenere olur, Mankurtlaştırılır veya tarih sahnesinden silinirse, İslam dünyası medeniyetten mahrum kalıp batı ve peyklerinin üçüncü sınıf hizmetkarı olacaktır. Sevgili peygamberimizin ve Eshâb-ı kiramın yolunda olan Türk milleti var oldukça sadece İslam âlemine değil, diğer inanç ve görüşteki insanlara da hâkim olamayacaklarını, zülüm edemeyeceklerini çok iyi biliyorlardı. Ve tam tamına hakikat budur.

Dünyayı yöneten ve sömüren büyük güç ve ortakları ve köleleri yıllarca ilmek ilmek dokuyarak, aziz milletimizin evlatlarını Mankurtlaştırıp haşhaşileştirerek ve içimizden de satın aldıkları kölelerini kullanarak onlarca planından biri olan fetö hareketi ile Türk ve İslam dünyasına en ağır ve öldürücü darbeyi vurmayı planlamıştı.
Daha dün gibi hatırladığımız 15 Temmuz öncesi hareketler, kalkışmalar ortada.

Herkesin bir hesabı var. Ama her şeyi yaratan Cenab-ı hakkın da bir hesabı var. Muhteşem ceddimizin yüzü suyu hürmetine, o gün ve ondan önceki yıllardan beri bütün İslam beldelerinde gece gündüz milletçe aldığımız dualar, 15 Temmuz gecesi yüz binlerce çocuk, genç, yaşlı, ihtiyar, kadın, erkek her görüşe sahip vatan ve millet aşığı aziz milletimizin evlatları canını hiçe sayarak bütün dünyaya ders verircesine kıyama kalktı. On binlerce, isimleri bilinmeyen kadınlı-erkekli vatan evladı şehirlerde, beldelerde, köylerde muazzam bir direnişe geçti. Ölürsek şehid, kalırsak gazi, yaşarsak şerefimizle yaşarız dediler. Küçük sokak hareketlerinde bile çapulculuk yapanlara inat, bu aziz millet o gece kasıtlı olarak hiçbir canlıya mala mülke zarar vermemiştir. Bu husus bile başlı başına bir toplum sosyolojisi konusudur.
Gücünü köklerinden alan yiğit vatan evlatları göklerde destan yazdılar. Ve yazmaya devam ediyorlar… İletişimin çok güçlü olduğu çağımızda İslam dünyası dualarıyla destek verdi, secdeye kapandı, sabahlara kadar yüce Rabbimize yalvardı.

Ya Rabbi! dediler, Türk milleti İslam’ın son ordusudur, bu aziz millet işgale uğrarsa, …sadece biz Müslümanlar değil bütün dünya mazlumları garip kalacak, sen müsaade etme, dediler. Gözyaşları seccadelere, halılara, kilimlere, alınların öptüğü topraklara aktı, aktı… Dost ülkeler destek için hazırız…, dediler. Başta cumhurbaşkanımız olmak üzere, aziz milletimiz büyük ekseriyetle bütün dünyaya muhteşem bir insanlık ve hürriyet dersi verdi.

ALLAH İSTEYENE VERİR.

Allahü teala bu millete ve İslam âlemine ve bütün insanlığa acıdı. Sabah saatlerinde gün aydınlanırken aydınlık geleceğimizin emaresi olarak, onlarca yıldır planlanan hain kalkışma püskürtüldü. Dünya hürriyet tarihine Yakut’tan bir destan ve örnek hediye etmek yine bu millete nasip oldu.

Bütün şehidlerimize Cenabı Hak’tan rahmet ve cennet nimetleri, gazilerimize huzurlu bereketli ömürler diliyorum.
30 yıldır söylediğim ve yazdığım gibi; 21. yüzyıl inşallah Türk ve İslam yüzyıldır. Yaşayanlar görecektir. Bu hamaset yüzyılı değil, insan cibilliyetine uygun medeniyet yüzyılı olacaktır. Allah var, gam yok.
Netice itibari ile, eğer biz kıyamete kadar devam edecek Allah’ın razı olduğu mübarek dinimizin kıymetini bilir, orta yolda gitmeye devam edersek, sadece biz Müslümanlar değil bütün dünya milletleri huzur bulacaktır. Çünkü İslam adalet ve hukuku hiçbir insan ve kanaat önderinin ulaşamayacağı mükemmellikte bir medeniyet hukukudur. Bu hukuk ve medeniyette, sekiz küsur milyar dünyadaki bütün insanlara yer vardır.

Kudüs şairi merhum Nuri Pakdil’in dediği gibi, “Ne Mutlu Müslümanım Diyene…”

HAMİ KOÇ - EĞİTİMCİ SOSYOLOG / YK ÜYESİ